9 Ağustos 2010 Pazartesi

Şeker Kız Candy Anthony'yle Evlendi !

Hatunlar selam hepinize !

Valla ne yalan söyliim bugün yine canım çıktı işyerinde. Ve normal olarak da aklıma direkt "İyi mi yaptım acaba üniversiteyi bitirmekle? Daha doğrusu üniversiteye gitmekle?" diye de uzun uzun düşündüm... Neden mi? Nedeni çok basit değil mi? "Niçin didinip duruyorum ben bu işyerinde?" diye kendi kendinize sorduğunuz olmuyor mu hiç? "Neden ben de bazı hatunların yaptığı gibi en başından evlenmedim ki? Belki üniversite bile okumadan, belki de üniversitedeki sevgililerimden biriyle? Neden yapmadım da rahata ermedim ki? Ah salak kafam ah!!" diye geçmiyor mu içinizden mesela? Valla ben en basitinden şu anda bile "Bu koca kafamı nerelere vursam acaba?" diye geçiriyorum aklımdan? Ne vardı sanki illa okuyup iş güç sahibi olmakta? Pekala en temizinden ben de evlenip, çalışmama lüksüne sahip olabilirdim.


Hadi ben bekarım... Kesin bu satırları okuyanlarınız arasında evli, çoluk çocuk sahibi çalışanlar da vardır. Ya size ne demeli? Her şeyden önce bir "Helal olsun!"u hakediyorsunuz vesselam. Çünkü açıkça gerçekleri paylaşmak için buraya birkaç kelam döktürdüğüme göre dürüst olmam gerekiyorsa, sizin işiniz benden daha zor. Bir kere çalışan kadınlar, her ne kadar ev işlerine yardım eden kadınları, çocuklarının bakımı için yardımcı olan anneleri ya da para karşılığı tuttukları dadıları olsa da, yükleri benden daha ağır. Sabah işe git, işyerinde "Shera" olman beklensin. Akşam eve dön, aile fertleri senden "Polyanna" olmanı istesin. Kaynanan senden bir "Heidi" yaratmaya kalkışsın. Hepsi yetmiyormuş gibi bir de kocan, akşam yatakta "Cat Woman" olmanı beklesin! E bunca çizgi karakter arasında siz, kendinizi nereye bırakıyorsunuz gün içinde? Giydiğimiz o kadar çok kostüm, taktığımız o kadar maske var ki... İnsanın bazen hepsini birden bir kenara fırlatıp avazı çıktığı kadar bağırası ve ofisin kapısını vurup koşarak oradan uzaklaşası geliyor. Kendisini dışarıda bekliyor olduğunu umduğu babasının kollarına... Ne kadar kolaydı değil mi küçükken her şey? Tek problemimiz alamadığımız gofretler, bizi oyuna dahil etmeyen ablalarımız, düştüğümüzde parçaladığımız çorabımızı annemize nasıl göstereceğimiz gibi konulardı o zamanlar... İnsan sahip olduğu güzel günlerin kıymetini mi bilmiyor yoksa günler çabuk geçiyor da biz çabucak büyüdüğümüz halde gerçek hayatın, okuduğumuz masallardaki gibi olmadığını mı geç anlıyoruz? Nerede bizi uykumuzdan uyandıracak prensler mesela? Hani biz prensestik? Hepimiz bir gün mutlaka evlenecektik ve bizim masalımız da "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine..." diye mutlu sonla bitecekti? Bitmeyecek miydi? Biz mi kendimizi kandırdık acaba? Kendi kendimize yetebilmeyi öğrenmeye çabalarken, bu kadar ayakları üstünde durabilmenin hepten yalnızlık getireceğini neden kimse öğretmedi peki bize? Hani yalnızlık sadece "Allah'a mahsustu?" Eee, ben Allah değilim... Öyleyse?

Keşke "Şeker Kız Candy" olmayı seçip Anthony ile evleniverseydik yahu !

Biri lütfen bana söyleyebilir mi? Ne zaman bitecek bu işyerinde karnımız, regl yüzünden deli gibi ağrıdığı halde, eve gidip ağrı kesici içerek alacağımız ılık bir duşun ardından güzelce uyumayı düşlediğimiz halde değil eve gidip duş almak, tuvalete kadar bile gidemeyip her an ayağımızı kaydırabilecek patronlara tüm gücümüzle sunum yapmalar? Ne zaman bitecek sabahın köründe kalkıp medeniyetin prezentabl kölesi olan diğer tüm hatunlar gibi, makyaj yapıp şıkıdım şıkıdım giyinmeler? Ne zaman bitecek bu işyerlerindeki ayak oyunları? Ne zaman bitecek bu "erkek gibi hatun" davranışları? Ne zaman bitecek bu İstanbul trafiğindeki magandaların hatunları sıkıştırmaları? Ne zaman bitecek yaa? Ne zaman? (Bu konu üzerine ayrı bir yazı yazayım bari, pek bi dertli gördüm kendimi.)

Keşke sadece akıllı geçinmek yerine medyada gezinen, şu suratları estetikten yamulmuş, eskinin Türkiye güzeli, yeni "ördek bakışlı" hatunlar kadar gerçekten akıllı olabilseydim de, sırtımı dayayabilecek iyi bir "kapı" bulsaydım vakt-i zamanında... Yani onların deyimiyle "çok sevilecek birer koca". (Başka bir deyişle "yağlı kapı"...) Bok vardı okuyup "adam olacak". Deyim bile "adam olmak" yahu. "Hatun olmak" diye bir şey bile yok ! Peh !

Ah Anthony, Ah ! Nerelerdesin? Kadın olma kartımı çekmek ve evlenip "Kocam İzin Vermiyor O Yüzden Çalışmıyorum" kartımı kullanmak istiyorum yahu ! Ya da telefon jokerimi kullanıp Anthony'yi aramak !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder