Bugün tek kelimeyle feci bir gün geçirdim. Ciddi feci bir gün. İşte o günün sabahı :
Her şeyden önce berbat bir karın ağrısıyla uyandığımı söylemeliyim. Tataaaamm ! "Yeni regl, yeni regl, yeni regl, yeni regl... Biiizlere kutlu olsun !" şarkısı eşliğinde yataktan doğrulup hazırlanmaya başladım.
Tam da koşuşturmanın son sürat olacağı bir güne denk gelen bu yeni regl, her zaman en olmayacak günlere isabet etmeyi nasıl başarıyor anlayabilmiş değildim ama, yine de gereksiz kafa yormalardan uzak tutmaya çalıştım kendimi. Ama bir yandan da onun marifetinin yarısı bende olsa herhalde doğru yerde, doğru zamanda, en doğru erkekle tanışmış ve çoktaaan bekarlar kervanına bay bay demiş olurdum diye düşünmeden de edemedim.
Hazırlanmaya başladım başlamasına ama, tabii işe gitmesi gereken ve sabah regl olmuş her hatunun bildiği üzere, sadece ılık banyo yetmedi beni kendime getirip birazcık olsun iyi hissetmemi sağlamaya. Zaten kibrit çaksan parlayıverecek bir fitil misali her an sinirlenmeye hazır olan ben, her şeyden önce aç karnına bir ağrı kesici içmek zorunda kaldım. Sonra, "İşe Gitmesi Gereken Henüz Regl Olmuş Hatunun El kitabı" adlı eserdeki ikinci evreye geçerek, su toplamış ve dolayısıyla beni en az iki kilo fazla gösteren göbeğimi hem kapatabilecek hem de bana kendimi iyi hissetirmeyi becerebilecek bir kıyafet aramaya giriştim, ki bu da normalden 15 dakika daha uzun sürdü. Modern dünyanın çalışan köle Isauralar'ı kervanına katılabilmeye hak kazanmam için ayrıca makyaj yapmam, uygun ayakkabıları ve onlarla uyumlu olacak çantamı bulmam, sonrasında da bir önceki gün kullandığım çantamdakileri, yeni seçtiğim çantama bocalamam gerekiyordu. Bu arada altı bezlenmiş bebekler gibi hissetmemi sağlayacak "kadın bağlarından" bir demet tıkıştırmayı da unutmadım tabii çantamın içine.
Neyse, evden zar zor da olsa çıkabilmeyi başarabilen ben, İstanbul'un o harika sabah trafiğinde, son derece centilmen, bir o kadar nazik, hayatında araba kullanmayı hiçbir zaman erkekliğini ispat etmek olarak görüp bunu hırs haline getirmemiş, bir bayan şoför gördüğünde her zaman kibar davranan HAYVAN beyefendilerden birkaçına el kol hareketi yapıp, kalan birkaçıyla da ağız dolusu KÜFÜRLEŞEREK, şirketin otoparkına tek parça halinde varabilmeyi başardım. Bu DİNGİN seyahat sırasında da "regl cinleri"nin yanına ayrıca eklenmiş olan, "insanı zıvanadan çıkarma" cinlerini başımdan savuşturmaya çalışarak ofise çıktım. Ama nerdeeee? Bana zaten rahat nefes almak bile haram ! Daha e-maillerimi yeni açmış, sabah kahvemi almak için aşağı bile inememiştim ki, benim menopoz patrondan bir çağrı geldi sabahın 8'e 5 kalasında ! "Günaydın efendim" diye açtığım telefonda lafı ağzıma tıkarak "İsmet". dedi. "Birazdan ofisteyim. Direktörlerimi ara ve hepsine onları 15 dak.sonra odamda beklediğimi söyle. Sen de not alacaksın toplantıda. Orada ol." Ve kapattı telefonu. Allah'ım ne bitmez çilem varmış. Kahvaltı etmekten de geçtim, sabah kahvemi bile içemeden, bana günaydın bile demeyen bir MANDAnın yanında çalışıyor ve regl olarak bir güne daha başlıyorum.
İşte sevgili hatunlar... Bu benim : İsmet.
32 yaşında, bekar, menopoz bir CEO'nun asistanlığını yapan, erkek ismi taşıyan bir hatun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder