27 Ekim 2010 Çarşamba

Cool (Havalı) Olmanın Bilmemkaç Yolu !! (I. Bölüm)

Merhabalar!

İzninizle, geçtiğimiz haftasonu Radikal Hayat’ta okuduğum yazıyı (Cool Olmanın 25 Yolu) kendime uyarlamak ve ne kadar cool bir insan olduğumu burada belgelemek istiyorum!! ??? Yalnız en baştan belirtmeliyim ki yazım, tüm maddelere yer vermeyecek olmama rağmen biraz uzun olacağından, iki parça halinde yayınlayacağım. Şimdiii... Gazete der ki:

*Yavaş hareket edin : Tezcanlılık, oradan oraya koşturma hali hiç “cool” değil bilesiniz!

Bunu bana mı söylüyorsunuz pardon? Bir CEO asistanına? Yani şirkette her şeyin acil olduğu tek yerde çalışan birine ! “Hayır”, “Üzgünüm, şu anda tamiri mümkün değilmiş”, “Beklememiz gerekiyor”, “Aradım; ulaşamadım” gibi cevapların cevaptan kabul bile edilmediği bir noktada çalışan bana? Hatta benim pozisyonumda sadece patronunuzun değil, herkesin her işi acildir ! İş patrona kadar gelmiş, daha ne olsun? Peki onca koşuşturma arasında patronunuzun işi ne zaman bitirilmiş olmalıdır? Hemen mi? O bile yeterli değildir. Patronunuz, size verdiği işin “dün” bitirilmiş olmasını bekler zaten sizden! Yani ben?? Cool olmak için yavaş mı hareket etmeliyim? Cool bir işsiz olmayı düşünürsem uygularım !!

*Popüler konulardan bahsedilirken, (bilseniz bile) bahsedilen konuyu bilmiyormuş havası yaratın : Çok ses getiren, “moda” olan konulardan, yüksek reyting alan dizilerden, program ve oyunculardan konuşulan bir ortamda: “O kim ki? Ben tanımıyorum...” “Hiç izlemedim; nasıl bir program?” tavırları takının.

Ben mi yapıcam şimdi bunu? 4-5 sezondur seyrettiğim gayet salya sümüklük dizilerim var benim; valla konusu açılırsa kendimi tutamayıp hemen bir yorum yapıştırıveririm şahsen! Kaç sezon izlemişim!

*Fotoğraf çektirmeyin : Mutlaka çektirmeniz gerekiyorsa da asla objektife bakmayın; kenarda bir yerde, çekilen fotoğrafla bir ilginiz yokmuş izlenimi verin.

Ben? Herkesin hiç değilse cep telefonuyla fotoğraf çektiği ve özellikle en havalı olanları facebook’ta paylaşıp herkesi çatır çatır çatlattığı bu devirde??? Mümkün değil valla ! Fotoğraf çekip internette yayınlamak ve milletin ağzının suyunu akmasını seyretmek varken hele, hiç mümkün değil !! Zaten hepimiz facebook’u biraz da “hava atmak” amaçlı kullanmıyor muyuz sanki?? Valla ben tam da objektife bakarak gerine gerine çektiririm fotolarımı... Hemen ardından da : “Fotoğraf albümü oluştur; etiketle, şunu albüm kapağı yap veee... Paylaş!

*Uzaklara bakın : Karşınızda biri varken bile uzaklara, uzayda bir noktaya bakmak derinlik katar. Yolda yürürken de aynı prensip geçerli. Ama takılıp düşmek yanlış... Bir çuval inciri berbat edersiniz.


Valla ben, tüm gün o topukluların üzerinde zaten ip cambazı şeklindeyim. Bir de önüme değil de, uzaklara baka baka yürüycekmişim; sağol tatlım. Bunu da almıyyim. İSKİ’nin İSKİ olduğu dönemleri hatırlayanlarınız vardır. Hani hatırı sayılır sayıda insan çukurlara düşerdi. Bilin bakalım onlardan biri de kimdi???? Hem de ayağında topuklu bile olmadan... Bildiğin babetle!

*Mona Lisa Gülüşünüz olsun : En komik bulduğunuz espriye bile katılarak gülmeyin.

Ben? Gülmiycem öyle mi? Size şöyle bir olay anlatayım : Geçen sene, yurttan oda arkadaşım eşi ile İstanbul’a gelmişti. Yanında, üniversite yıllarından tanıdığım annesi de vardı ve ben de o zamanlar birlikte olduğum erkek arkadaşımla gitmiştim onlarla muhabbete. Bostancı’da bir meyhanede oturduk. Biz buluştuğumuzda da derbi maçı vardı ekranlarda ama hatırlamıyorum kim kiminle oynuyordu. Biz, anılarımızı anlatıp herkesi güldürüyorduk eski oda arkadaşımla. İkimizin, hatta yurtta birlikte kaldığımız diğer arkadaşlarımızın da bizim gibi gür sesli olduğundan behsediyor, okul hayatımız boyunca yüksek sesle güldüğümüz için ne çok uyarı aldığımızı anımsayıp kahkahalar atmaya devam ediyorduk. Tam bu konunun üzerine masamıza yaklaşan garson : “Pardon ama, biraz kısık sesle konuşabilir miyiz? Maç seyredenler kahkahalarınızdan rahatsız oluyorlarmış,” diye uyarınca daha da büyük bir kahkaha patlatıp hesabı ödeyerek ayrılmıştık meyhaneden. Sanırım yeterince açıklayıcı olmuştur bu olay ben ve gülme meselesine dair... Mona Lisa benim gibi gülsün !

* Facebook, Twitter Diyeti yapın : Sosyal paylaşımın hiçbir türü tavsiye edilmez. Ne ‘dürtmek’ ne de ‘dürtülmek’ bir cool’a yakışır!


Facebook benim hayatım; sen ne diyosun?? Bir arkadaşım yorum mu yapmış, biri foto mu eklemiş, bir grup mu kurulmuş, hastası olduğum Geveze ne demiş, ne yapmış, kim nerde, kiminle görülmüş?? En güzeli de beni kim dürtmüş onu görmek, mümkünse arkadaşlarımla birlikte gülmek isterim :o)

Şu ana kadar pek cool bir görüntü sergileyemedim sanki ama... Yarın kaldığım yerden devam edicem ;o)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder