Aynı meslekten insanlar birbirlerinin çıkarttığı işlerden hoşlanmıyor nedense. İlk kez gittiğiniz kuaförün saç kesiminizi beğendiği görülmüş şey değildir mesela. Mutlaka bir kusur bulurlar kendilerinden önceki kuaförün yaptığına. Hiçbir reklâm yazarı başka bir reklâm yazarının yazdıklarını beğenmez. Hiçbir şarkıcı bir diğer şarkıcıyı dinlemez, daha doğrusu dinlemediğini söyleyip yorum yapmaktan kurtulur. Hiçbir yazardan beğendiği yazarlar arasında popüler başka bir yazar saymasını bekleyemezsiniz. Ya da beğendikleri kişiler özenle hakkın rahmetine kavuşmuş kişiler arasından seçilir polemikleri önlemek için. Zaten ölü sevici bir millet değil miyiz? Millet olarak herkes, ölü olunca daha bir kıymetli olmuyor mu gözümüzde? Ardından methiyeler yazmaya bayılanların sayısında bir artış olmuyor mu başlarına kötü bir şey geldiğinde? Hayattayken haklarında fikir sahibi olmadığımız insanlar ölünce, onları ne kadar takdir ettiğimize dair biz de iki kelam ediverelim sırasında buluyoruz kendimizi. Çok sevdiğimiz, beğendiğimiz biri olduğu yalanına kendimizi bile kandırıveriyoruz hemen. Kişiyi google’layıveriyoruz. Hakkında iki satır bir şeyler okuduk diye kendimizi alim sayıyoruz. Hatta hayattayken twitter'da takipçisi olmadığımız kişileri, ölünce "takip etmeye" başlıyoruz!!
Kör ölünce badem gözlü oluyor bizde.
Ölüseviciyiz biz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder