1 Kasım 2010 Pazartesi

Bir Çıkış Yolu Olmalı...

Bu 3,5 gün bana harika geldi; iyice dinlendim... Hatta saatlerin bir saat erkene alınması da iyi bir kıyak oldu; tatil bir saat daha uzun sürdü :o) Kâr kârdır bence!
Hava gerçekten çok güzeldi; yarını hemen hemen hiç düşünmeden gezdim dışarıda, açık havada... Güneşin altında... Size evden çıkmadan önce yazdığımı kendim de uygulayarak...

Ama işte ne bileyim... Gece olduğundan mıdır, bilgisayarın başına geçtiğimden midir nedir... Modum değişiverdi hemen ve yine girdim Pazartesi sendromuna... Yarın düzineyle iş, ben ofisten içeri adımımı atar atmaz üstüme atlamak için daha ana bina girişinde beni bekliyor olacak, bunu biliyorum. Bir sürü insan yine patronu görmeye gelecek, telefonlara sarılıp beni arayacak, işlerini halletmeye çalışacak... Kimisi, sırf patrona daha yakın olabilmek, diğerlerinin belki de bir adım önüne geçip patrona hemen her istediğinde ulaşabilmek için beni arayıp “güya” hatrımı soracak, kimisi muhabbetimden çok hoşnutmuş gibi beni kahve içmeye çağıracak, kimisi de yanıma gelip gereksiz iltifatlarda bulunup hatta belki işi bir tık daha ileri götürüp benimle flört edecek... Hepsini biliyorum, tanıyorum... Bunların hiçbiri benim için yeni değil. Ne kötü di mi? Alışmışım hatta ben bunlara...

Yine yeni yeniden bir sürü telaş, problem beni bekliyor olacak yarın; biliyorum.

Ama gerçekten kararlıyım artık. Kendime bile itiraf etmek istemesem de, bazı günler ayaklarımın geri geri gittiğini hissediyorum ofise giderken. Bunu değiştirmeliyim bir şekilde. Nasıl, onu henüz bilmiyorum ama, bunu ben yapmazsam, kimse benim için yapmayacak; en azından onun farkındayım. Kendi çıkış yolumu bir şekilde yine kendim bulmalıyım. Bulucam mutlaka...

Hepinize iyi geceler ve şimdiden iyi haftalar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder